Sevgili çevirmen adayları,
Öncelikle belirteyim ki bu satırlar hepiniz için geçerli değil. Aranızda dilimizi mükemmel kullanan sayısız genç var. Nasıl kullandığınızı nereden bildiğimi merak ediyorsanız açıklayayım: Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medyada yazdığınız yazılar, bana attığınız mesajlar var ya, işte oradan. Yok artık, bu bir gösterge değil demeyin çünkü çok net bir gösterge.
Çevirmen olmak istediğinizi ya da bu işe henüz adım attığınızı biliyorum. Kiminiz bunu hayalindeki meslek olarak görüyor, kiminiz başka ne yapacağını bilmediğinden bu yola çıkıyor, kiminiz dille oynamayı seviyor, kiminiz ise bu işi çok havalı buluyor. Son gerekçeyi inanın ben uydurmadım, sizlerden gelen bilgiler bunlar. Bu iş havalı mı değil mi bilemem (aslında neden havalı göründüğünü anlayabilmiş değilim) ama şunu bilin ki sırf bu yüzden yapılası bir meslek değil. Sırf havalı olduğu için gecenizin gündünüzün belli olmadığı; yeri geldiğinde sosyal hayatınızı sıfırladığınız; sevdiklerinizin zamanlarından çaldığınız; bel, sırt, baş ağrısından perişan olduğunuz; kahve içmekten midenizin yandığı; bir kelimeye takıldığınız için gece uykularınızın bölündüğü bir mesleğiniz olsun istemezsiniz sanırım. O yüzden siz hemen vazgeçin.
Ne yapacağını bilmeyen ve sırf dil bildiği için bu yola çıkanlara da tavsiyem aynı. Çıkmak istediğiniz yol oldukça engebelli. O yüzden yolculuk başlamadan vazgeçin.
Gelelim bu mesleği hayalinde meslek olarak gören ve dille oynamayı sevenlere…
Eminim çok güzel çevirilere imzalar atacaksınız. Yoğun stres altında çalışsanız da işinizi öylesi seveceksiniz ki bunu önemsemeyeceksiniz. Ancak dikkat etmeniz gereken belli noktalar var. Bir büyüğünüz olarak birkaç tavsiyem var size çünkü işin başında alışkanlık haline getirirseniz yolculuğunuz çok daha güzel geçer.
1. Virgüller bedava dağıtılıyormuş gibi kullanmayın.
2. Dahi anlamına gelen -de/-da ve “ki” bağlacı ayrı yazılır. Unutmayın çeviriyi 140 karaktere sığdırmak zorunda değilsiniz.
3. İngiliz yazarlar bir cümlede onlarca “and” kullanmış olsalar bile Türkçede bu kadar çok “ve” kullanılmaz. Kimi “ve”leri cümleye yedirmek zorundasınız. Her dilin kendine özgü kullanımları olduğunu unutmayın.
4. Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer
ekler kesmeyle ayrılmaz.
5. Günler ve aylar her zaman büyük harfle yazılmaz. Belirli bir gün ya da ay belirtilmediğinde küçük harf kullanılır.
6. Ayrı ve bitişik yazılan kelimelere dikkat. “şey” her zaman ayrı yazılır. Birkaç, birtakım, birçok, sırtüstü gibi kelimeler bitişik yazılır. Word’e her zaman inanmayın. Bazen yalan söylüyor. 😀
7. Şapkalı a kullanımının oyuncağa döndüğünü biliyorum. Bunun için en doğrusu çeviriye başlamadan önce yayıneviyle konuşup nasıl istediklerini öğrenmek. Ancak “hala-hâlâ”, “kar-kâr” gibi anlam karmaşası olabilecek kelimelerde ben kesinlikle kullanılması taraftarıyım.
8. Gördüğünüz her kelime birebir sözlükteki anlamda olmayabilir. Her dilde deyimler, anlamları dışında kullanılan kelimeler var. Örneğin, “We were like sitting ducks” derken oturan ördeklerden söz edilmiyor. Ne alaka dediğiniz yerde iyice araştırın.
9. Yabancı dildeki belli kullanımları birebir çevirmek yerine bizim nasıl kullandığımızı düşünün. En büyük sorun “Why don’t we…”, “What about…” “I can’t help…” gibi kullanımlarda yaşanıyor. Buram buram çeviri kokan kullanımlardan uzak durun.
10. “Need” gördüğünüz her yerde ihtiyaçtan söz etmeyin. Türkçede “gerekmek” diye bir kelime de var.
11. Orijinal kitap şimdiki zamanda yazılmış olabilir. Bu, Türkçe esere uymayan bir kullanım. İşiniz biraz zorlaşacak ama eğer gerçekten o andan söz edilmiyorsa zamanı geçmişe götürün. Şimdiki zaman kullanılarak Türkçeye çevrilmiş bir kitabı okuması gerçekten çok rahatsız edici.
12. Gerektiği yerde lütfen çevirmen notu kullanın.
İlk aklıma gelenler bunlar. Aslında bir okur olarak en dikkatimi çekenler demem daha doğru olur. Mesleki deformasyon bu olsa gerek. 🙂
Yolunuz açık olsun.
Merhaba Arzu Hanım,
Kendi alanımda ikinci kitabımı çeviriyorum; çevirmenliğe dair bir eğitimim yok ama İngilizce’ye mesleki terminoloji, deyim ve argo açısından hakimim. Bu yazı benim gibi yeni çevirmen adayları için ideal olmuş, yazdıklarınızın çoğunluğuna özellikle dikkat ettiğimi fark etttiğim için ayrıca gururlandım. 🙂
Çevirmenliğe mesleki kaynak yetersizliğinden bulaşan adaylar için çok yararlı bir kaynak.
Teşekkürler,
BeğenLiked by 1 kişi
Böyle düşünmenize çok sevindim. Ben teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Merhaba, doktora tez aşamasında olan fakat elde olmayan sebeplerle mesleğimi belirsiz bir süreyle icra edemeyecek bir hukukçuyum. Dillerim ingilizce ve almanca. Hukuk alanında özellikle sözlü çevirmen olarak çalışmak istiyorum, Lisans ve yüksek lisans eğitimim dil üzerine olmadığı için çeviri eğitimi alarak bu işe başlamak gerektiğini düşündüm. Bilkent ve Boğaziçi üniversitelerinde konferans çevirmenliği yüksek lisans programı var lisans eğitimi farklı programlardan olan adaylar için ama ikinci dil olarak Fransızca istiyorlar. Kurs ve kişisel çabayla Fransızcamı istenilen düzeye taşıyabileceğimden endişeliyim, DELF sınavını geçmek beni dile sözlü çeviri yapacak kadar hakim kılmaz, bu yüzden üniversite sınavına girip Fransızca mütercim-tercümanlık okumayı düşünüyorum. Bu konuda tavsiyelerinizi yazarsanız çok memnun olurum, teşekkürler.
BeğenBeğen
Merhaba, her ne kadar çevirmenler arasında alaylı- mezun tartışması bir türlü bitmese de ben çeviri yapmak için illa çevirmenlik mezunu olunması gerektiğine inanlardan değilim. Özellikle de hukuk gibi özel bir alanda. Hukuk çevirisi yapmak için yabancı dili çok ama çok iyi biliyor olmanın yanında hukuk konularına ve terminoljisine de hakim olunmalı diye düşünüyorum. Aynı şey teknik çevirinin birçok alanında geçerli. Dil bilgisi seviyenizi bilmiyorum ama eğer iyiyse ve hukuk çevirisi yapmak istiyorsanız bunun eğitimini almadan olmaz görüşüne katılmıyorum. (Eminim bana kızanlar olacaktır). Eğitim almak arzusu, daha da ilerlemek isteği elbette çok güzel. Yeniden okumak istiyorsanız ve hedefiniz buysa neden olmasın. Elbette olur. Yani tercih sizin. Sevgiler
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim cevabınız için. Eğitimi meslekte sebat göstermek için de istiyorum, işe başlayıp sonra bırakmamak için bana bir motivasyon sağlayacağını düşünüyorum. Yeni bir meslek edinmem lazım çünkü.
Hayat hepimize güzel şeyler getirsin, yolumuz açık olsun. Hoşçakalın.
BeğenBeğen
Üniversiteye tekrar başlıyorum. Fransızca mütercim tercümanlık bölümünü kazandım. Artık daha sık takip edeceğim sizi. Hoşçakalın..
BeğenBeğen
Yolunuz açık olsun. Sevgiler.
BeğenBeğen
Ben ilk olarak görselin tatlılığından buraya sürüklendim, iyi ki de sürüklenmişim. Ağzınıza sağlık 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim. 😀
BeğenBeğen
Merhabalar,
Yazınız çok güzel ve bilgi verici. Yazdıklarınız sadece çevirmen olmak isteyenler için değil özellikle yazıyla haşır neşir olunan tüm meslekler için geçerli. Ellerinize sağlık.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim. Aslında Türkçe konuşan herkes için geçerli ama maalesef öyle olmuyor.
BeğenLiked by 1 kişi