Bir Çevirmenin Dünyası

Bir çevirmen gözüyle her şey…

Sevgili Okurlar

Sevgili Okurlar,

Sizinle biraz dertleşelim. İzin verin bu çevirmen yazarlara söylensin, siz de dinleyin. Biliyorum hepsi sevdiğiniz yazarlar. Yakından takip ediyor, kitaplarını çok severek okuyorsunuz. Güzel fotoğraflarını, güzel yorumlarınızla paylaşıyor; bazen biz, çevirmenleri de etiketliyor ve çok tatlı notlar yazıyorsunuz. Bayılıyorum işin bu kısmına.

TalktoFriend.jpg

Bazen , haklı olarak, yazım hatalarından söz ediyorsunuz. Keşke olmasa, değil mi? İnanın bunu biz de hiç istemiyoruz ama oluyor işte. İster yorgunluk deyin, ister dalgınlık bazen gözümüzden kaçıyor. Editör arkadaşların da gözünden kaçınca bunlarla karşılaşıyorsunuz. Oysa hepimiz olmasın diye büyük çaba harcıyoruz. Çeviri bitince iki kez okuyup gönderiyoruz yayınevine. Onlar da birkaç kez okuma yapıyorlar. Yine de çıkıyor. Bu, bizi sizden çok üzüyor.

Sanmayın ki orijinalleri hatasız. Bu, bir mazaret değil elbette. Ama bizi öyle yoruyor ki. Sizlere yansıtmamak için neler yapacağımızı şaşırıyoruz. Bazen yazarlarla yazışıp işin doğrusu bulmaya çalışıyoruz ama her zaman olmuyor. Böyle durumlarda insiyatifi ele alıp düzeltiyoruz. Sayılar, isimler, tarihler hatalı yazılmış olabiliyor. Genele bakıp düzeltme yoluna gidiyoruz. Yazım hataları oluyor, bu kelime şöyle olmalı diyoruz. Fiil unutulmuş oluyor, oradaki eyleme göre fiil koyuyoruz. banging_head_on_keyboard2Olumlu olması gereken cümleler olumsuz yazılmış oluyor; evli insanlar bir anda evli olmayabiliyor; mutlu insanlar bir anda mutsuz olabiliyor.  NOT fazla yazılmış diyoruz. Bunlarla bir şekilde baş ediyoruz da ah o mantık hataları yok mu? Banyodan havluyla çıkmış biri, bir anda tişörtü çıkarıp, hemen ardından kurulanıp giyinebiliyor. Yürüyüşe çıkmış biri durduk yere ayakkabı giyebiliyor. Ya da erkek bir anda kız olarak karşımıza çıkabiliyor. Düşün dur: Acaba ardında bir şey mi var? Bunu başka bir yere mi bağlayacak? İşaretleyip devam ediyoruz. Sonra bakıyoruz ki bir yere bağlanmıyor. Sizin anlayacağınız çevirmenler bazen çeviri yapmıyor, yazar hatalarını da düzeltiyor.

Kısaca demem o ki… Olmasa iyi olur ama ufacık harf hatalarımız yüzünden bizi bu kadar üzmeyin. Bazen yazarlar yeterince üzüyor zaten.  Hele o ses oyunları yok mu?

Çeviri kötüyse atış serbest. 🙂 Yazım hatalarını not alın, yayınevine bildirin ki bir sonraki baskıda düzeltilsin.

Derdimi dinlediğiniz için teşekkürler.

6 comments on “Sevgili Okurlar

  1. birisi
    19 Nisan 2016

    Bir kitabın çevirisinde yazım hatası olduysa bunu düzeltmesi gereken kitabın editörüdür. Nokta.

    Çevirmene (mütercime) düşen kitabı elinden geldiği kadar iyi bir şekilde çevirmektir.

    Gözden kaçan yazım hatalarını, anlam bozukluklarını düzeltmeyecekse kitabın editörünün ne işi var? Çeviri yazın alanında çalışan bir editörün çeviri alanında deneyimli ve Türkçeye hakim birisi olması gerekir. Kitabın çevirisi de kötüyse bence suç yine editördedir. Çünkü böyle kötü bir çeviriyi görmezden gelmiş ve yayına verilmesine göz yummuştur.

    Hadi diyelim 1-2 yerde gözden kaçan şeyler olmuş. Bunun arkasına sığınarak bir eserin meydana gelmesini sağlayan kişilere çamur atmak kötü niyetli bir davranıştır. Böyle kötü niyetli davranışların görmezden gelinmesi gerekir. Gerçekten yanlışlar varsa da kitaplar geri toplatılamayacağına göre bunlar bir sonraki baskıda (yapılırsa tabii) düzeltilir.

    Geri toplatmak konusuna gelmişken, çevirmenin adını yazmamak veya çevirmen olarak başka birisinin adını yazmak (Evet, gerçekten böyle bir şey de olmuş.) gibi görmezden gelinmesi mümkün olmayan korkunç yanlışlarda ise en azından henüz satılmayan kitaplarda bu yanlışların düzeltilmesi, çevirmenin hakkının verilmesi açısından önemlidir.

    Liked by 1 kişi

    • Arzu Altınanıt
      19 Nisan 2016

      Evet, gerçekten öyle bir şey oldu. İşin acı yanı kitabın çevirisi güzelse yazarın dili harikadır, en ufak bir hata varsa çevirmen berbattır. Alıştık artık. 😀

      Beğen

  2. gulusanhanci
    15 Nisan 2016

    Merhabalar dertli çevirmen,
    Açıkçası yeri geldiğinde okuduğum kitaplarda benim de çeviriden yakındığım oluyor ama bu bir sorumlu belirleyip onu hedef göstermek veya ona yüklenmek değil.Sizi tenzih ediyorum malum Vitale çevirilerinize bayıldım ancak zaman zaman o kadar karmaşık hale gelebiliyor ki o kitaplar!Çevirmenin ana dili romanın orijinal dili olabiliyor bir anda!Tıpkı o double ‘not’ ın affirmative anlam kazanması gibi.Elde kalıyor ne olduğunu anlamamış sayfayı baştan okuyan kaybolmuş okurlar!
    Çevirmenlik hiç kolay bir meslek değil hele de gereken özen ve özveri gösterilmeyip severek yapılmadıkça bir çile haline gelebiliyor.
    Kulağa çok kendini beğenmiş geliyorum belki, ama meslektaş sayılırız en azından ben henüz genç bir öğretmen adayıyım ve çeviri yapmak da her zaman aklımın bir köşesinde o yüzden bu işe duyduğum saygıya ve ilgi alanım olmasına dayanarak kendimde böyle konuşma hakkını görüyorum.Ne demek istediğinizi de gayet iyi anladım ve takdir de ediyorum gerçekten.Siz de kendinizi üzmeyin bir kitabın birden fazla bakıcısı oluyor;yazar,çevirmen, editör,koordinatör,okurlar… Hal böyle olunca da bir anlaşmazlık çıkmayagörsün hemen herkes birbirini gösterip suçlu aramaya koyuluyor.Gerek yok ki! Böyle büyüleyici yolculukları zedelememeli.
    Önemli olan işini iyi yapmak,değer vermek; geceleri yastığa başını koyduğunuzda rahat hissetmeniz,karakteri rüyalarınıza davet etmeniz mesela.
    Sevgiler.

    Liked by 1 kişi

  3. Selahattin Genç
    15 Nisan 2016

    Arzu Hanım merhaba,

    Uzun zamandır gerek öğretmenlik, gerekse de tercümanlıkla ilgilenmekte olan bir insan olarak sizi çok iyi anlıyorum, hak veriyorum.

    Bazen yapmakta olduğumuz bir çeviri için -etik olarak özgün metne bağlı kalmam gerektiğinden-, açıklamaya ihtiyaç duyduğum bir bölüm için çeviriyi gönderene ulaşıyorum, açıklama istiyorum, çoğunlukla şöyle cevaplar alıyorum: “Ya, o kadar da incelemeyin, kafanıza göre bir şeyler yazın, bitirin.” İyi de, bu metnin yazarı ben değilim ki, ben sadece onu bir başka dilde anlatmaya çalışan bir profesyonelim.

    Demem o ki, bazen tercümanlar metin yazarlarından/sahiplerinden cümle/anlam/noktalama bozuklukları konusunda çok daha fazla titiz davranıyorlar.

    Ama hatalar ne yazık ki tamamen ortadan kaldırılamıyor. Hatalar hep olmuştur, hep de olacaktır. Yazdığım bir kitabın önsözüne şöyle bir cümle eklemiştim: “Eğer ben bu kitabın tamamen eksiksiz olması için çalışsaydım, muhtemelen bu kitap asla tamamlanmazdı.”

    Selamlar, saygılar.

    Liked by 1 kişi

Yorum Yazın

Information

This entry was posted on 15 Nisan 2016 by in Çeviri, Tüm Yazılarım and tagged , , , .