Bir Çevirmenin Dünyası

Bir çevirmen gözüyle her şey…

Dur De!

Bu yazıya başlarken duyacağım lafları, alacağım eleştirileri, hatta işiteceğim hakaretleri biliyorum ve bunların hepsine hazırım. En başta belirteyim ki şu an bir çevirmen olarak değil, duyarlı bir vatandaş ve bir okur olarak yazıyorum.

Sorun uzun süredir gözlemlediğim bir şey. Son günlerde de biraz artış gösterdi sanırım.

Korsan kitap ve PDF kitap dosyaları…

Bu, bir emek hırsızlığı, emeğe saygısızlık. Gerçek bir okur, bir edebiyat tutkunu bunu asla yapmaz ve yapılmasına izin vermez çünkü gerçek okur araştıran, sorgulayan, örnek teşkil eden biridir. emek-hirsizligi-67451

Neden derseniz?

Bir okurun birkaç günde okuyup kaldırdığı herhangi bir kitabın arkasında büyük bir emek var. Yazarının, çevirmeninin, editörünün, genel yayın yönetmeninin, matbaa çalışanlarının, tasarımcının, reklamcının, dağıtımcının, depo görevlilerinin, redaktörün. Kısacası onlarca, yüzlerce kişinin. Bir okurun birkaç günde bitirdiği bir kitap için bu insanlar aylarca çalışıyorlar, uykusuz kalıyorlar, yoruluyorlar, hatta yorgunluk ve uykusuzluktan hasta oluyorlar. Emek harcıyorlar, uzaktan belli olmasa da çok ama çok ciddi bir emek.

Bir kitap okura ulaşana dek para harcanıyor. Telif hakkı, çevirmen ücretleri, tasarım masrafları, dağıtım bedelleri, çalışan maaşları ve hatta büyük kitapevlerinde belirli raflara girme paraları.

Aylarca, yazarı da katarsak yıllarca süren bir emek sonrası kitap okurla buluşuyor ve ne oluyor biliyor musunuz? Korsan kitaplar ve PDF dosyalar çıktığı anda bütün bu emek çöpe atılıyor. Yazık, değil mi?

Bu işin diğer boyutu ise, bunlara dur demezsek okura yansıyacak olması. Nasıl mı? Daha sıradan kitaplar, daha kalitesiz baskılar, daha kötü çevirilerle. Sonuçta yayınevleri ticaret yapıyorlar, hayırişi değil. Kazançları bu masrafları karşılayamayacak duruma geldiğine ne yapacak? İşi sıradanlaştıracak. Bundan ise mağdur olan okur olacak.

“O kitap çıksın artık!” “Bu kitabı da basın.” talepleri yaparken bunun arkasındaki emeği hiçe saymak gerçek bir okura yakışmaz.

“Bize laf söylemeyin, yapanları durdurun,” diyor olabilirsiniz. Şunu unutmayalım ki biz kullanmazsak zaten yok olurlar.

Biliyorum, biliyorum. Hatta şu an bile çok net duyuyorum. “Kitaplar çok pahalı. Ne yapalım yani?”

Tek bir sorum var: Elinizdeki telefonların ederi ne kadar?

 

9 comments on “Dur De!

  1. fatma
    3 Mart 2018

    küçük bir çocuk bile emeğinin karşılığını almayı ve onun taklit edilmemesini ister mesela yaptığı kumdan kaleyi diğer bir çocuk yaparsa kızar sen kendine başka uğraş bul beni taklit etme der. haklıdır da herkes özgün olsun lütfen. tüm öğrenciler ödevler sunumlar hazırlıyorlar hoşlarına gider mi hazırladıklarının başkası tarafından kopya edilmesi emeğinin boşa gitmesi..empati kurmak için illa kağıt kalem gerekmiyor saksıda yetiştirdiğin çiçeğe bak yaptığın yemeğe temizliğe bak ve de ki kendine sor”bunlara emek verdim şimdi biri gelip bunları ziyan etse nasıl hissederim” .. fire verirsen, istisna yaparsan ardı arkası kesilmez bu hırsızlığın ve bu suça ortaklığın. haklısınız arzu hanım bu konuda.
    sizin bu yazınıza karşılık insanların kötü söylemlerini beklemenize şaşırdım ben de açıkçası çünkü bu blog okuyup araştıran kendini bilen bir şeyler için emek veren insanların gelip okuma zahmetine gireceği bir yerdir ve hakaret etmez eğitimli biri!, farklı bir bakış açısı ve fikir sunarak gelebilir ancak bu sayfada yorum yapmaya diye düşünüyorum !! maalesef yorumlardan da görüyorum ki kimse çözüm odaklı değil zannediyorlarki (bu arada iki sene geçmiş yazınızın üstünden ben sizi yeni keşfettim kusuruma bakmayın 🙂 saygılar

    Liked by 1 kişi

    • fatma
      3 Mart 2018

      (yazım yarım kalmış) zannediyorlar ki illa birşeylerin düzelmesi için idari kurumların devreye girmesi gerekiyor. arz talep meselesi bu sen ne kdr ilgi alaka gösterirsen talebin arz görür. her zaman demişimdir kesinlikle ülkece alınması gereken en önemli eğitim felsefe sosyoloji psikoloji..bihaber yaşıyoruz kendimizden. kendini bilmeyen ne anlar başkasının halinden diyorum ve bitiriyorum 🙂

      Liked by 1 kişi

    • Arzu Altınanıt
      3 Mart 2018

      Hoş geldiniz Fatma Hanım. Ne güzel ifade etmişsiniz 😍 Sevgiler

      Beğen

  2. Mahsun Altan
    27 Ekim 2016

    Şimdi şöyle bir ekleme yapmak istiyorum.Ben uluslararası ilişkiler öğrencisiyim.Oradan örnek vereyim.Her dönem minimum 10 dersimiz oluyor müfredatta.Hocaların en az 1 kitap verdiğini ve her akademik kitabın minimum 30-50 lira arasında olduğunu düşünürsek.Bir dönemlik kitap masrafı 400 lira.Senede 800 lira.Bunun dışında şehir dışında okuyorsan yerinin yurdunun parası,cebinin harçlığı,yol paran,yemek paran ve bir memur maaşıyla 3 öğrenci okutup 5 boğaza bakan bir adam düşünün.Bu yazdığım en iyi senaryo tabi bunun asgari ücretlisi de var günlük yevmiye alanı da.Cebinde belki de yemek yiyecek parası yok gidip kitaba 50 lira verecek,fotokopi çektirse emek hırsızı,pdfsini bulsa emek hırsızı,korsan alsa emek hırsızı olacak.Güldürmeyin Allah aşkına.Madem hak peşindeyiz,herkese hakkı verilsin sonra gidip orjinal kitap alırız.

    Beğen

    • Arzu Altınanıt
      27 Ekim 2016

      Dedim ya, beklediğim yorumlardı bunlar. 😀 Bu durum sosyolojik bir sorun, size katılıyorum ama kitaba gelince ortaya çıkması rahatsız edici.

      Beğen

  3. Esra Nazenin Özdemir
    27 Ekim 2016

    Telefon örneğine kadar her şey iyiydi. Kalkıp herkesin söylediği, dillerde pelesenk olmuş bu örneği duymak oldukça can sıkıcı artık. Bunun dışında ellerinize sağlık.

    Liked by 1 kişi

    • Arzu Altınanıt
      27 Ekim 2016

      Haklısın Esracığım, yazarken ben de aynı şeyi düşünmedim değil ama akla gelen ilk örnek ne yaparsım? 😀

      Beğen

  4. Mehmet Ihsan Tatari
    26 Ekim 2016

    İlahi… “işiteceğim lafları şimdiden duyabiliyorum,” deyince ben de neler sanmıştım. “Okuduğunuzdan daha fazla kitap almayın, kitabı tüketim malzemesi yapmaya hayır! gibi bir şey bekledim hatta 😀 Ama bu dediğinizde yanlış hiçbir şey yok ki Arzu Hanım. Zaten olması gereken bu.

    Gel gelelim öğrenci kesimi el mahkûm korsana yöneliyor. Diliyorum ki kendi kazançlarını elde etmeye başladıklarında para kazanmanın ne kadar zor olduğunu anlar ve onlar da korsana bir dur der.

    Bu sınıfa girmeyip de her şeyin beleşi makbuldür anlayışıyla hareket edenlerse aynı şey kendi başlarına geldiğinde en çok sesi çıkanlar olacaktır, inanın.

    Ağzınıza sağlık.

    Liked by 1 kişi

    • Arzu Altınanıt
      26 Ekim 2016

      😀 Yanlış bir şey yok ama orijinal kitap alma konusunda attığım nutuklar karşısında inan hakarete bile uğradım. 😀 Öğrenci kesimini de kabul etmiyorum. Gezmeye, tozmaya, marka giyinmeye gelince fiyata bakılmıyor ama okumaya gelince ‘çok pahalı’. Paylaşsınlar. Aralarında değiş tokuş yapsınlar. Sahaflara gitsinler. İndirimleri takip etsinler. Yazayım mı daha? 😀

      Beğen

Yorum Yazın

Information

This entry was posted on 26 Ekim 2016 by in Gündem, Kişisel, Tüm Yazılarım and tagged , , .