Bir Çevirmenin Dünyası

Bir çevirmen gözüyle her şey…

Çevirmenini Geçmişe Götüren Kitap: Teneke Adam

Bundan yıllar önce, henüz bir üniversite öğrencisi olarak Walt Whitman’ı anlama ve yorumlama savaşı verirken hiç aklıma gelmemişti. Ondan uzun süre sonra çok sevdiğim Ölü Ozanlar Derneği’ni izlerken de… Hatta film sonunda masanın üzerine çıkan öğrenci, “Hey Kaptan… Canım Kaptanım!” dediğinde bile. Resimden hiç anlamayan bir genç olarak Amsterdam Van Gogh Müzesi’nde Günebakanlar karşısında hayran hayran indirdikilirken de hiç düşünmemiştim. Bundan birkaç sene önce güzelim Proveince bölgesini dolaşırken de.

Bir gün bir kitap çevireceğimi ve bir biçimde karşıma çıkan, hayatıma dokunan, beni etkileyen şeylerin karşıma çıkacağını nereden bilebilirdim ki?

Ama oldu. Sarah Winman’ın Teneke Adam’ını çevirirken yukarıda söz ettiklerimin hepsi karşıma çıktı. Karşıma çıkmakla kalmadı, kitabın ana temasını oluşturdu.

Yine de kitabı bu kadar çok sevme, her satırından bu kadar büyük bir  keyif alma sebebim bunların hiçbir değil, yazarın o muhteşem kalemi. O çok basit gibi görünen ama çevirirken canıma okuyan cümlelerin alt anlamları. Yansıttığı duygu ve bunu yansıtmadaki başarısı.

teneke-192x300

Teneke Adam 2017 Costa Ödülüne aday olmuş bir kitap ve bunu fazlasıyla hak ediyor. Bir aşk hikâyesi mi? Evet. Bir dostluk hikâyesi mi? Evet. Kendini bulma hikâyesi mi? Evet. Özveri hikâyesi mi? Evet. Dolu… Dopdolu. Ve sıcacık.

Temel olarak üç kahramanımız var: Ellis, Michael ve Annie. Ve bir de Dora… Ellis ve Michael’ın hayatına dokunan Dora. Michael’ın ilham perisi Dora… Kitabın ana karakteri her ne kadar Ellis gibi görünse de bence asıl kahraman Michael. Zaten birinci tekil şahsın kullanıldığı tek bölüm onunki.

Dört bölümlük bir kitap. Benim çok sevdiğim bir tarz. “Ne okuyorum ben?”, “Neler oluyor?” diye başlayıp ilerledikçe çözülen türden. Geçmişle günümüzü anılar aracılığıyla birbirine bağlayan türden.

Çeviri sürecine gelince…

İki ay sürdü. İlk başladığımda daha kısa süreceğini düşünmüştüm çünkü cümleler son derece yalındı. Ama yüklemi olmayan cümleleri oturmak, anlam kayması olmasın diye uğraşmak biraz uzattı. Bir de yazarın seçtiği sözcükleri en doğru biçimde yansıtma çabası. Söz ettiği yerler, mekânlar, müzikler, yemekler konusunda bir hata yapmamak için çok araştırma yapmam gerekti. Hatta bir ara Londra ve Provence haritalarını açıp sokaklarda sanal olarak dolaştım desem yalan olmaz. Bir de zaman geçişleri… Bugünden söz ederken birden geçmişin de gerisine, oradan yine günümüze, bir sonrasında geçmişe, daha geçmişe giden anlatım. İşte işin en zor tarafı buydu. Öyle ki ilk kez bir çevirimde bu kadar çok şimdiki zaman kullandım diyebilirim.

Sonunda bitti ve itiraf ediyorum ki en sevdiğim çevirilerim arasında üst sıralarda, hem de epey üst sıralarda yerini aldı. Umarım okurken aynı duyguları tadarsınız.

Ben şimdi yeni bir heyecan yaşıyorum çünkü sıradaki kitabım Pulitzer ödüllü. 😀

3 comments on “Çevirmenini Geçmişe Götüren Kitap: Teneke Adam

  1. Geri bildirim: Duygu Yüklü Bir Kitap: Marvellous Ways’in Bir Yılı | Bir Çevirmenin Dünyası

  2. Arzu Altınanıt
    11 Kasım 2018

    Çok teşekkürler

    Liked by 1 kişi

  3. herkitapayribirdunya
    10 Kasım 2018

    Ellerinize sağlık. Ayrıca kitabı çok iyi tanıtmışsınız. Çeviriniz basıldığında okumak isterim.

    Liked by 2 people

Yorum Yazın